Trafik Kazasında Bedeni Hasar

Günümüzde artan nüfusla doğru orantılı olarak artan trafik araçlarının kullanımı ile beraber trafik hayatının daha düzenli işleyebilmesi için düzenlemeler yapılmakta ve bu düzenlemeler, trafik kazalarının oluşmasının önlenmesinde ve herhangi bir kaza meydana geldikten sonra oluşan zararın en makul düzeyde telafi edilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Bugün sizlerle paylaşacağımız konumuz, trafik kazasından sonra özellikle bedeni hasar ve bu zarar meydana geldikten sonra tazmin için hangi hukuki süreçlerin izleneceğine dairdir. Bedeni hasarı kısaca açıklamak gerekirse trafik kazası sonucu kişinin vücut bütünlüğünde meydana gelen maluliyettir. Trafik kazasında malul olan kişinin bedeni zararı tazmin etmek isteyebilmesi için sadece yaya olmasına gerek yoktur, diğer bir anlatımla söz konusu bedeni zararın tazmini yoluna gidebilecekler arasında karşılıklı araç kullanan kişiler de söz konusu olabilir. Ya da olduğunuz araçta yolculuk halindeyken de bedensel zararın meydana gelmesi durumunda tazmini için aynı hukuki yollara başvurmak mümkündür. Öncelikle araç ve yaya arasında meydana gelen trafik kazası ele alınacak olursa; iki tarafın da kusur oranına bakılacaktır. Sürücünün kusur oranı yüzde yüz ise kendisi bedensel zarara uğrasa bile yayanın uğradığı bedensel zararın tamamını tazmin edecektir. Ancak yaya da kusurlu ise bu durumda kusur oransal olarak paylaştırılır ve zararın tazmini ona göre hesaplanır. Bu durum karşılıklı araçların çarpışması durumu için de uygulanır.

Trafik kazası sonucunda oluşan bedensel hasar için ödenen tazminatın türü nedir ve bu tazminat nasıl belirlenir?

Bu tazminata bedeni hasar tazminatı denmekte ve trafik kazasında zarara uğrayan kişinin maluliyeti oranında tazminatın miktarı belirlenmektedir.   Bedeni hasar tazminatı, trafik sigortaları ya da kasko poliçelerinde yer alan bedeni hasarlara ilişkin teminatlar kapsamında, her yıl belirlenen poliçe limiti üzerinden hesaplanarak yaralı ise doğrudan bedeni hasara uğrayana, vefat ettiyse vefat edenin kanunda sayılan hak sahiplerine ödenen bir miktardır. Kasko poliçesi üzerinde yazılı bedeni hasar tazminat miktarı ödenecek üst limiti beliler ve bu limit her yıl yeni oranlara göre yeniden belirlenir. Kazada yaralanan, sakat kalan kişinin tedavi masrafları ya da ölen kişinin hak sahiplerinin alması gereken tutarlar da söz konusu limit üzerinden hesaplanır ve hak sahiplerine ödenir. Trafik kazası sonucu zarara uğrayan kişi yolcu ise kendisi yüzde yüz kusursuz sayılır ve tazminat kendisine bu orana göre ödenir ve bedensel hasarının tamamı giderilir. Ancak bedensel hasara uğrayan yolcuya da yüklenebilecek sorumluluk halleri söz konusudur, örneğin; kaza sırasında emniyet kemerini takmayan yolcu ya da başka araçlarda gerekli ekipmanları kullanmayan yolcunun bu yüzden ayrıca uğradığı zararlar, bedensel hasar tazminatının içinde sayılmaz. Kendi kusuru yüzünden uğradığı zarar olarak kabul edilir ve trafik kazasında asli kusurlu kabul edilen kişi tarafından tazmin edilmesine karar verilmez.

Trafik kazası sonucu bedensel hasara uğrayan kişi bunun tazmini için neler yapmalı ve hangi hukuki yollara başvurmalı?

Bu durumda kişinin hukuki süreci ilerletmesi gereken iki ayrı alan söz konusu olabilir. İlk olarak ele alacağımız alan ceza hukuku alanıdır. Zira trafik kazası sonucu zarara uğrayan kişi kazaya sebebiyet verenin kastının varlığını biliyor veya olaydan bu çıkarılabiliyorsa veyahut bu kişinin ihmalkâr davranışları sebebiyle kazaya sebebiyet verdiğini düşünüyorsa durumu en yakın zamanda polis merkezine ya da en yakın cumhuriyet başsavcılığına bildirmesi gerekir. Bu durum trafik kazalarının sorumsuz davranışlar sergileyen bireylerin benzer davranışlarla daha fazla zarara sebebiyet vermesinin önüne geçilmesi konusunda oldukça önemlidir. Eğer tamamen dikkatsizlik sebebiyle trafik kazası meydana geldiyse ve kazaya sebebiyet verenin bunu öngöremeyeceğini durumdan çıkarabiliyorsa bu durumda yaralamanın ya da öldürmenin taksirli hali söz konusu olup taksirle yaralama için zarara uğrayan kişinin şikâyeti söz konusudur. Ancak kazaya sebebiyet verenin durumu öngörebileceği durumdan çıkarılıyorsa bu durumda yaralanan kişinin şikâyeti aranmaz. Taksirle ölüm durumu söz konusu ise zaten olay kendiliğinden savcılığa intikal etmekte ve trafik kazasının cezai süreci buradan ilerlemektedir. Bahsettiğimiz bu ilk yol ceza hukuku sürecine ilişkindi.

Kişi bedensel zararlarının tazmini için hangi hukuksal süreçlere başvurmalıdır?

Öncelikle trafik kazalarından sonra bedensel zararların tazmini için süreç daha hızlı ilerlediğinden kişi tahkim yoluna başvurabilir. Ancak tahkim yoluna gitmeden önce izlenmesi gereken bir süreç vardır: öncelikle aracın poliçesinin kayıtlı olduğu Sigorta Şirketine başvurulması gerekmektedir. Oluşan zarar ve tazmin edilmesi gereken miktar küçük bir araştırma ile Sigorta Şirketinin mail adresi bulunarak bildirilir. Başvurudan sonra 15 gün içinde Sigorta şirketinden dönüş için beklenmelidir. Sigorta Şirketi olumlu dönüş sağlarsa İBAN bilgileri ile mail yoluyla Sigorta Şirketi’ne bildirilen maildeki miktar Sigorta Şirketi tarafından karşılanacaktır. Ancak Sigorta Şirketi olumsuz dönüş sağlarsa ya da herhangi bir karşılık vermezse bu durumda Sigorta Şirketinin cevabı ile birlikte diğer tüm belgelerle Tahkim Komisyonuna başvurulur. Söz konusu Tahkim Komisyonu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen şekilde tarafların serbestçe seçtiği hakemlerden oluşmaz. Hakemler doğrudan Komisyon tarafından atanmaktadır. Tahkime bedensel zararı olan yolcular, yayalar ve hatta 3. Kişiler de başvurabilir.

Kişi Tahkim Komisyonuna nasıl başvuracak?

Başvuru yapacak kişi ‘’Sigorta Tahkim Komisyonu’’ sayfasına girerek sağ tarafta bulunan Tahkim e- işlemler kısmındaki ‘online başvuru’ tuşuna basarak ilerlemeli ve çıkan ekranda e–devlet doğrulaması yaparak başvuru formunu indirmelidir. Başvuru formu doldurulduktan sonra diğer belgeler ile Komisyonun sayfasına yüklemesi gerekmektedir. Ayrıca Tahkim için gerekli harçlar yatırılmalıdır. Bundan sonra Tahkim süreci başlamış olmaktadır. Tahkim yargılamasında da dava yolu gibi bilirkişi incelemesi yapılmakta, eksik gider olması durumunda taraflara tebliğ yolu ile eksikliklerin giderilmesi ihtarı yapılmaktadır. Ancak Tahkim ’de duruşma yapılmamaktadır. Tahkim yargılama süreci totalde 6 ay veya 8 ay içinde tamamlanmaktadır. Bir de kişinin tahkim yoluna başvurmaması durumunda izlenmesi gereken yola bakılacak olursa; kişi bedensel zararının tazminini dava yoluyla talep etmek isteyebilir. Bu durumda kişinin davayı Asliye Ticaret Mahkemesinde açması gerekmektedir. Çünkü dava açacak kişi kazaya sebebiyet veren kişi ile Sigorta Şirketini birlikte karşı taraf olarak bildirmekte ve Sigorta Şirketi ile ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olmaktadır. Yetkili Mahkeme ise Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davaları haksız fiilden doğan davalar olduğu için, trafik kazasının veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yani davacının yerleşim yerinde açılabilir.